Heribert Mürmann, Eşcinseller Enternational Berlin, Türkiye temsilcisi

 İstanbul. 10 Mart 1993

Aktüel dergisinde "Istanbulda eşcinsel festivali" diye 4 mart 1993'te cıkan röportaj ile

ilgili Türk eşcinsellere açıklama!

26 şubat 1993 arkadaşım Cem ve ben beni aramış olan gazeteci Nevzat Basım ve fotoğrafcısıyla buluştuk. Olacak festival ile ilgili Selman Arıkboğa (Berlindeki Eşcinseller Enternasyonal derneğin başkanı) ve İbrahim Eren'le söyleşileri varmış. Nevzat Basım, derneği Türkiye'de temsil eden olarak benim görüşlerimi eklemek istedi. Biz o kadar erken söyleşi yapmak ıstemeyip zamanında grup olarak kamuoyuna çıkacağımızı vurgulayınca gazetecıler, "tamam biz bir şey yazmayacağız şimdi yalnız tanışalım ve arşiv için fotoğraf olsun" diye konuştular. Böyle konuşurken İbrahim Erenin beni kötülemeye çalıştığını anlattılar ve neden bana karşı olduğunu sordular. Ben 1991 yılında travestilerin sözcüsü Demet'e destek olacak bır ilan için Almanya'da 2700 mark topladığımı ve bu parayı İbrahim Eren'e gönderdiğimi anlattım. İlan çıkmayınca escinsel dergı olacaktı. Dergi bır buçuk yıl içerisinde cıkmayınca paranın akibetini sordum. İbrahim Eren ondan bana (!) kızdı ve parayı kendi için kullandığıni söyledi. Eşcinsellere karşı çok fedakar olduğundan ötürü kendisini haklı olarak gördüğünü söylediğini anlattım.

Gazeteci Nevzat Basım bunları yazmadığı takdirde röportajının çok dengesiz olacağını öne sürdü. Eşcinsellerin iç çatışmalarının kamuoyunu ilgilendirmeyeceğini söyledim. Cem de fikrime katıldı.

Gazeteciler bir şey yazmayacağız diye not tutmadılar. Ben de belki bazı şeyleri yeterince dikkatlı ve ayrıntılı anlatmadım. Cem ve benim sammimi olarak düşündüğümüz konuşmalarımız şimdi Aktüel dergisinde mesajı olarak çok yanlış degil de bazı ayrıntıları eksik ya da saptınlrmş olarak çıktı. Ondan ötürü İbrahim Eren'le anlaşmazlığımın ön hikayesini daha doğru anlatmak bana gerekli görünüyor.

Ben geçen yaz İstanbulda bir kültür evinde toplanmış olan eşcinsellere 1993 yazında İstanbul Berlin ortaklığında bir gey festivalini (Christopher Street Day) burada düzenlemeyi önerdim. önce toplantıyı İbrahim'in Yeşil Bizans'ında yapacaktım. O zaman eskiden İbrahim'le beraber mücadele etmiş olan eşcinsellerin hemen hemen tümü onu terketmiş, Gökkuşağı 92 adlı kendi grubunu kurmuş ve Yeşil Bizans'ı boykot etmekteydiler. Bunu öğrenince toplantıyı tarafsız yerde yapmaya karar verdim. İbrahım Eren'i de oraya davet ettim. "Sen düşmanlarımla işbirlik yapıyorsun ve arkadaşlarımı kaçırıyorsun" diye bana kızdı ve katılmadı. Gökkuşağı grubu ve toplantıya gelen öbür eşcinseller önerimi olumlu karşılayıp çalışmalarırımıza katılmak istedi.

Ben Almanya'ya döndükten bir kaç ay sonra kopyası arka sayfada bulunan mektubu İbrahim'e yazdım. İbrahim'den yanıt bile gelmedi.

Şubat ayında Istanbula gelince samimi arkadaşım ve travestilerin sözcüsü olan Demet'le birlikte İbrahim Eren'e uğradım. "Mektubu aldın mı?" diye İbrahim'e sorunca, "evet aldım" diye yanıt verdi. Yazdıklarımın doğru olduğunu parayı kendi ihtiyaçları için kullandığını ve derginin cıkmayacağını söyledi. Kendisinin eşcinsellere karşı çok fedakar olduğunu, paranın zaten eşcinsellere destek olsun diye gönderilmiş olduğunu öne sördü. "Sen çok kabasın" diye bana kızdı. Bir kaç hafta sonra zaten iflas edeceğim ama, kefil bularak parayı geri verip bir daha Almanlarla birlikte bir iş yapmayacağını söyledi. "Seni iflas ettirmek istemiyorum. Ama en azından önceden sorman gerekiyordu. Ben de bu para için hesap vermek zorundayım. Sormuş olsaydın belki bir çözüm bulunabilirdi. Bu işi sana karşı kullanmak istemiyorum, istersen parayı başka bir zaman ver. O halde kendi cebimden parayı özel bir hesaba yatıracağım" dıye barışmaya çalıştım. İbrahim biraz rahatlayıp "sağ ol ama öyle olmaz" diye yanıt verdi. "Böyle bir mektubu yazdıktan sonra öyle konuşmak kolay" diye yine beni haksız kılmaya çalıştı. Bana düşman olarak bakacağını söyledi.

Şimdi burada kalmamın amacı planladığımız festival için İstanbuldaki ve Berlindeki gayler (eşcinseller) arasında haberleşme sağlamak. Festivalin amacı ise uluslararası desteğe dayanarak Türk eşcinselleri bir araya getirip bir gey kültürünün gelişmesini teşvik etmek. Aynı zamanda eşcinsellik ile ilgili önyargıları yıkarak komuoyunu kazanmak. Anlaşılacağı gibi, AIDS önlemesi açısından da bunlar önemlidir. Bunu yapacak ne ben, ne de başka biri tek başına olamaz. Bır çok kişinin kendı durumuna göre destek vermesi gerekir. Bu konuda, ben çok mücadele ediyorum, sen az, ya da ben kamuoyundan korkmuyorum, sen eşcinselliğini daha saklıyorsun diye aşağılamalar aramızda olmamalı. Eşcinseller hareketine destek vermek isteyen birisini dışlamak istemediğimden ötürü, İbrahim'e güvenim kalmamakla birlikte bir kaç gün onunla barışmaya çalıştım. Buna rağmen Ibrahım Eren eşcinselleri çay içmeye davet ettiğinde kapılar açık kalsın diye ben de oraya gittim. İbrahim Eren benim katılmamı reddedince onun eşcinselleri değil her şeyden önce kendi liderliğini ve önemini düşündüğünü bir gerçek olarak kabul etmek zorunda kaldım.

Gazetecilere karşı ve daha çok İbrahim Eren'e karşı saflığım için üzülüyorum.