Şunu sabahleyin göndermiştim ancak listemize ulaşmamış. Arada listede yeni gelen emaillerden dolayı aşağısına bir kaç satır daha ekleyeceğim.



----- Original Message ----- From: Heribert Mürmann

To: XListe@egroups.com

Cc: Paul; Tristriam

Sent: Tuesday, July 11, 2000 9:13 AM

Subject: cesaret

İki ay önce Henry Cinansky'ye özel bir emailde başka bir konuda, başka bir insan için şunu yazmıştım:

XXX'a gelince, ben onu'u daha yakından görebilirim ve her ne kadar bazen yaklaşımına katılmasam, katı bir .......kesinlikle olmayıp iyi kalplı bir insan olduğundan eminim. Ancak iyi niyetli bir insan da alışagelmiş, normal sayılan davranış ve algılama tarzların tuzağına düşebilir, bir durumu yanlış değerlendirebilir, yani yanılabilir, bir süre hatta da yapabilir. (Hepsine kendimi de dahil ediyorum.)

Sevgili C.!

Benzeri senin için derdim. Ancak beni hayal kırıklığını uğratarak burada, sana güvendiğimden dolayı, beni enayi durumuna bırakma. Yaptığımız bir yanlışlıktan ders alabilsek, en azından bir işe yararmış olur.. Sen verdiğin kararıyla belli bir cesareti göstermişsin, şimdi daha cesaretli olman gerekir. İyi niyetli yaptığın yanlışlığı düzeltme cesaretini göstereceğini diliyorum.

Sevgiler

Heribert

Sabah yazdığım o satırlara şunu eklemem gerekir:

C., dün bilgisayarına bakamadığını bilmiyordum. Gelen emaillerin sayesinde senin çoktan ikna olman gerektiğini düşünmüştüm. Hepsini okuyup düşündükten sonra kararın yanlış olduğunu kabul edebileceğini ummarım.

Bazı insanlar rahatsız olup listeye bırakmış veya sana şikayet etmiş. Onları savunmak gerektiğini anlatmaya çalıştın, savunmayanları suçluyorsun. Fakat bir insanı eleştirmek, isteyerek veya istemeyerek seçilen kelimelerle incitmek farklı, onun söz kullanma hakkını elinden almak farklıdır. Birinci durumda insanlar kendini savunabilir, savunamazsa başkası yardım edebilir. Eğer bu yapılmazsa, eleştiri sert bulduğunuz insanlara sansür uygulamak bu ortamda en kötü çözümdür. Gerçek ortamda kişinin konuşma zamanı sınırlamak zorunda kalabileriz, konudan fazla uzaklaştığında uyarmak zorundayız. Ancak sanal ortamda hiçkimse sıklıdığı bir email sonuna kadar okumak zorunda değil. İnsanlar kendi kendine seçebilirler. (Bu da belki sonsuz değil, "download"lar zaman isteyebilir. Konu satırını net olmaması bazen zahmet getirebilir. Ancak bu küçük zahmetlerden kaçınmak için, herhalde fikir çokluğumzdan ödün vermek niyetinde değiliz.)

Şikayet etmeyen tek bir kişi yok diyorsun. Belki doğru, ben de Cinasky ve Paul arasında geçen gereksiz tartışmasına üzülüp ikisine özel bir email göndermiştim. Fakat orada bir suçlu, hele tek suçlu, görmedim. Yanlış bir anlamadan ortaya çıkmış olan bu kavagayı, her ikisi zamanında birakmayı bilmiyormuş gibi bana geldi. Fakat bir şeyden şikayet etmek (kelime aslında fazla agır) ile insana sansür uygulamasını istemek arasında belirgin bir farkı var.

İsteyen olsa da, herkes isterseydi bile, bunu uygulamak için yeterince bir sebep değildir. Her kiminle konuşmuşsan, Lambda'da sık sık görüşmemize rağmen ben bunların arasında değilim. Evet benim aralarında olup olmam pek bir şey değiştirmezdi, fakat zaten benzer fikirlerine sahip olan insanlar görüşmüşsün gibi bir izlenim kalır. Eğer bu konuda bocalmışsan, bunu burada tartışmak en makul olmayacak mıydı? Tabii ki, Paul atalım diye biçiminde değil, yaşadığın ikilemeyi anlatsaydın belki bu talihsiz kararın olmayacaktı.

Ben daha önce de Paul'a saygım bu listede ifade etmiştim. Dün yazddğım emaillerde daha da ileriye gittim, onu sevenlerden olduğumu söylemiştim. Fakat yazdıkları çok daha olumlu algılamış ve yorumlamış olmam, aslında asıl sorunumuz için pek bir fark etmez. Hiç rahatsız olduğum emailler yok değil. Daha mükemmel bir şeyler isteyip arasıra sert eleşitiri yapmış olan Paul'a ve Tristiam'a, aynı düzeyde (dil beceriliği anlamında değil, içerikli olmak anlamında) yanıt vermek yerine, onları yıkıcı ve elitist olarak suçlamayı bırak, küfüre varan hakaretlerle dolu emailler yazıldı. Haklı olarak, böyle yazmış olan kimse listeden atılmadı.

Yaşanan onca güzel tartışmalara, Paul ve Tristiam'ın da payı vardı (Nathan zaten henüz fazla bir şey yazmadı, son emailin zevki tartışılabilir, fakat eminim ki, Paul ve Tristiam'ı tanımasaydı aforoz edilmezdi.), arasıra yaşanmış olabilir pürüzlükler, (söylediğim gibi Paul ve Tristiam konusunda senin yorumlarına katılmış olmamam, burada tartışılması gereken değil) nasıl böyle bir sansüre sebep olurlar? Paul veya Tristiam yaptığı bir eleştiriden dolayı gerçekten zarar görüp, onların atılmasını isteyen kimler? Bugün ve dün gelen, konu ile ilgili emaillere baktığımda bir şey daha dikkatımı çekti, aşağılanmaktan şikayet edip küfür ve aşağılama dolu email göndermiş olanlar. Bir tarzdan şikayet edip sonra bunun fazlasını yapmak nasıl bir mantıktır? Bence önce herkes kendi yazdıkların kendi ideallerine uygun olduklarına dikkat etsin. Bakın önceki emailim.

Bu orada özgür bir firkir alışverişini savunmak için, birden güzel olan emaillerin gönderilmiş olması çok güzel ve sevindirici bir şey. Herkes kendi açıdan güzel şeyler anlatıyor (Sana kızgınlıklara katılmak istemesem de - böyle bir kararı verdikten sonra -, aslında sevindirici bir tepki, senin de bunu kabul edeceğini düşünüyorum), burada anlatmakta yetersiz kaldıklarımı öbürler anlatıyor. Neden başka konularda böyle tamamlayıcı bir şeyler görmek mümkün olmasın?

Birisi belki daha sert yazar, öbürüsü yumuşatmayı sever, fakat her ikisine ihtyaç var. Herkes için geçerli olacak bir standardı koymak yerine farklılıklarımızın değerini anlamaya çalışırsak daha güzel olamaz mı?

Bilyorum sen uyumu çok seven, güleryüzlü olmayı tercih eden bir insansın. Fakat her şey uyum değil, kavga ve sert eleştiri de bazen faydalı olur. Sadece fikirlerin çokluğuna değil, tarzların çokluğuna izin verildiğinde gerçekten verimli ve bence güzel bir ortam oluşabilir. Bu her zaman rahat olmayabilir, ama gelişmeye fırsat vermiş oluruz. Biribirimizden rahatsız olduğumuzda, birisinin makul sınırları aştığını sandığımızda bunu belirleyelim, fakat dışlayarak değil, anlatarak. Sonuçta hiç kimse öbürün mesajlarını okumak zorunda değildir. Yanıt vermek de zorunda değil. (Yoksa insanların 'ego' larından şikayet edenlerin acaba kendi eğosuyla bir sorunu mu var?).

Hiç değilse, böyle bir kararın bir kaç kişinin (bir? kişinin) tahminine göre verilmesi asla savunulacak bir şey değildir.

(İstisna teşkil edebilen acil bir durumun söz konusu olduğunu iddia edecek herhalde kimse yok, olsadı bile sonradan onaylanmak gerekirdi.) Zaten hiç anlamıyorum ki, böyle bir kararı kim tek başına vermek ister miydi? Bence kesinlikle, Mustafa Konur'un anlattığı doğrultusunda, ileride bu konuda bir şeyler değiştirmek gerekir.

Sevgiler

Heribert

İnsanların burada, senin sayende de, başladığı tartışma sürüvenine, hepimizin birlikte devam etmemizi ciddiden istersen, bunu ancak Paul, Tristiam ve Nathan'ı yeniden buraya davet ederek sağlayabileriz diye düşünüyorum.