selam,

bilmem hatirlar misiniz, 70'li yillarda feminist hareketin yükselisine eslik eden ve elbette ki ayni düzlemde -cinsel kimlikler politikasi düzleminde- bulunan lezbiyen gay hareketince de kullanilan bir laf vardi. pek severim. "kisisel olan politiktir"

tabii bu söz de, tipki stonewall olayinin - barda cikmis olmasindan mi esinleniliyor yoksa tüketim ideolojisinin talihsiz(!)oyunlari mi giriyor devreye bilinmez- bar eglencesine dönüstürülmüs olmasinda oldugu gibi, ici bosaltilarak kus yuvasi haline getiriliyor ya da kimse bunu hatirlamiyor bile. halbuki bu söz, cinsel kimlik politikalarinin yürüdügü zemini fisildar, gündelik hayatimizin en ince ayrintilarini politiklestirerek varolan egemen söylemin hayatlarimizi bicimlendirmesine karsi cikar. sözleriniz, sevgilinize nasil baktiginiz, nasil sevistiginiz de politiktir bu anlamda. sorgulanmaya ve tartisilmaya aciktir. bu pratiklerin sorgulanmasi yeni bir yasam bicimini, yeni iliski tarzlarini, hadi söyleyelim kimseden cekinmeden "devrimi" gerceklestirecek pratiklerin önünü acar. billy joel benim yazdiklarimin da fasizm olarak degerlendirilip degerlendirilemeyecegini, kisisel yorum yapmadan kisilerin söyledikleri üstüne yorum yapamamis olmamdan söz ettiginde aklima geldi bunlar. billy joel ve onun gibi düsünen diger arkadaslar üst bir dil icat ettiler de hicbirimizin haberi mi yok bilmiyorum. yani öle bir dil ki, babamin cocuklugumdan beri bana belletmeye calistigi "saygili ol evladim" ünlemini ve ikiyüzlü ahlakciligi icinde barindiriyor ve konusan ya da yazisan insanlarin kendilerine hiiic dokunmadan, teget gecen bir üslupla konuya değiniyor. enteresan. argümanlar üstünde tartisma denilen sey böle bir sey herhalde.iyi de, söylenen sözler üstüne bir sey söylediginizde otomotikman  karsinizdakine bir sey söylemis olursunuz.(tabiatiylen:))) )onun düsünce yapisi, o düsünceleri olusturma süreci, insanlarla iliski kurma tarzindan, dislerini fircalamasindan, sevgilisini terk ederken ki sarf ettigi sözcüklerden ayri midir? argüman dediginiz sey üstünde tartisilabilecek bir fikir öne sürmektir (en basit ve komik tanimiyla). yoksa maskelerini takip "C.im C.imm ben sana katialmiyorum, ama ne olur beni yanlis anlama, seni cok seviyorum" yalakaligi ile tartismanin da lüzümu yoktur. saygi dediginiz sey yazilanlarin, söylenenlerin icinden kalkarak yorumlarda bulunmayi, saptamalar yapmayi disarda birakmaz. benim de yaptigim budur. C. ve ve pek sevgili saz arkadasleri(saksakcilari)-en komigi de "moderatördür,yapar, aslanim" diyen oldu tabii- siradan bir fasizm eyleminde bulunmuslardir ve bu, kendilerinin daha önceki yazip ettiklerinde de kendini ortaya koyan bir sey gibi görünmektedir bana. söle mi demeliydim joel "burada fasizm var. kim yapti bilmiyorum. birileri yapmistir kesin ama cok rahatsiz oldum cooook!" :))))))

maskelerimizi cıkartarak konusmaya baslayabildigimiz gün, kimse sizi rahatsiz edemyecek, kimseyi de lsteden atarak kurtulmaya calısıp kendimiz calalim kendimiz oynayalim demeyceksinizdir. birbirinizi sürekli onaylama ve pohlamayla bir yalani yasamaya ne kadar devam edebileceksini? özellikle de projeci arkadaslar...entellktüellerden, düsünce üretiminden korkup (kendimi hic bunun icine dahil etmiyorum, söyleyeyim de neme lazım) arkasi bir türlü dolduralamadigi icin boslukta sallanan projelerinize sarilmaktan vazgecin de iki cift laf etmenin de bir projenin parcasi olabilecegine aymaya, kulak vermeye calisin.. sıradan fasizm en cok entellektüellerden, farkli düsünenlerden, ayaginin altindaki haliyi ceken insanlardan korkar, ve bu korkusunu siddete dönüstürür (bak. paul tristram ve nathan'ın atilmasi)