Öldürülen yazar ve gazeteci Baki Koşar

İbnistan Forum: Hayat ve Mücadele: Eşcinsel hareketi, toplum: Öldürülen yazar ve gazeteci Baki Koşar
 Alt konuMesaj  Son Mesaj


Sayfanın en üstüÖnceki mesajSonraki mesajSayfanın en altıBu mesaja link  

ibnistan (admin)

08 Mart 2006, Çarşamba - 21:22 Mesajı değiştirmek için tıklayın!

Baki Koşar için yürüdüler


05/03/2006 Radikal



RADİKAL - İSTANBUL - Lambdaistanbul Eşcinsel Sivil Toplum Girişimi üyesi 25 kişilik grup gazeteci Abdulbaki Koşar'ın öldürülmesini protesto etti. Beyoğlu'nda dün Büyükparmakkapı Sokak'ta toplanan Lambdaistanbul Eşcinsel Sivil Toplum Girişimi üyesi 25 kişilik grup İstiklal Caddesi'nde yürüyüş ve basın açıklaması yaptı. Ellerinde kırmızı renkli karanfillerle, 'Baki Koşar ve diğerlerini unutmayacağız' yazılı döviz açıp Koşar'ın fotoğrafını taşıyarak yürüyen grup adına açıklama yapan Mert Şengün, "Cinayetin eşcinsel cinayeti olduğundan şüpheleniliyormuş. Ölüm haberlerini gazetelerde okuyunca hepimiz nasıl sarsıldık anlatamayız. Dünyayı hepimiz için güvenli bir yer haline getirmek için bir aradayız" diye konuştu.




Baki Koşar'ın ölümü...


27.02.2006 Akşam gazetesi




Şimdi bir uçaktayım, bu uçakta dağıtılan bir gazetenin üçüncü sayfasında sol alt köşede bir küçücük haber var: "Gazeteci cinayetinde bir gözaltı" diyorlar. Bu kadar mı yani Baki'nin ölümü? Ömrüne ömür katmış, yaşadığı her an'ı müthiş bir gösteriye dönüştürmüş birine bu kadarcık yer mi görülüyor - benim sesi kaç gündür sürekli beynimde çınlanıp duran arkadaşım...

İki-üç gündür hiç belli etmemeye çalışıyorum, İstanbul'da olmamanın rahatlığıyla çok da çarpmamış gibi yapıyorum, etkilemiyormuş gibi rol kesiyorum ama olmuyor işte. Ara ara geldiğinde ise, hemen içime bir yere kapatıyorum.

Ama uçak İstanbul'a her yaklaştığında biraz daha Baki'nin ölümüne yakınlaştığımı hissediyorum. Ve her yakınlaşmada biraz daha vuruyor; cinayetin gerçekliği biraz daha kendini belli ediyor.

Tabii ki ne diyeceğimi bilmiyorum, tabii ki şu anda ne yazdığımın da farkında değilim. Baki'nin sürekli övündüğü, kendince hep belli ettiği ama öyle olmadığını bildiğimiz halde ona inanıyor göründüğümüz, bundan keyif aldığını bildiğimiz o kendince çok görkemli, gösterişli hayatının ardından ne denebilir ki...

Ne yazsam yeterli olmayacak ki...

Şimdi düşünüyorum da hakikaten görkemli, hakikaten gösterişli biriydi Baki. Eşine az rastlanır bir karakterdi.

Bildiğim şu: Baki'nin varlığı küçücük bir üçüncü sayfa haberi olmamalı...

Elbette, sızının yanı sıra öyle tuhaf, öyle saçma, gereksiz, hatta terbiyesizce ayrıntılar geliyor ki Baki'yle... Ayda bir, iki ayda bir yapılan uzun telefon konuşmalarındaki espriler, karşılıklı dalga geçişler. Onun monologları en çok da.

Ne kadar minnettardı Cüneyt'e, ona "Bir Baki Koşar haberi" cümlesini armağan ettiği için. Gözleri kamaşırdı anlatırken, nasıl övünürdü, CNN Türk tarihinde ilk defa bir muhabire özel sunum yapıldığını...

İki ay falan olmuştu herhalde telefonla bile konuşmayalı; yılbaşında aramıştım, bulamamıştım, sonra da unutup gitmişim. Baki'nin her zaman yerinde olduğunu bilmenin rahatlığı vardı ne de olsa. Altı ay sonra arasan, kaldığın yerden devam ediyordu.

Şimdi nasıl devam edecek peki? Kim beni böyle güldürecek, ya da kimi Baki'ye yaptığımız gibi sinirlendirip, gaza getirip, eğleneceğiz...

Kim onun kadar kendi hayatından hikayeler anlatabilecek ve şaşırtabilecek bir daha: Kimse onun gibi bir ömre her şeyi sığdıramadı ki... Kaç kişi Batman'dan çıkıp sırt çantasını alarak İstanbul'u fethetmeye karar verdi ki?

Ona hep söylemiştim: Otur kendi hayatını yaz, başından geçenleri bir bir sırala, kendi hayatından daha ilginç bir malzeme bulamazsın diye... İkna olmuştu galiba. Başlayacağını söylüyordu.

Daha iki ay olmuştu; çok güzel bir söyleşi yapmıştı benimle. Kir içmiştik konuşurken, kafayı bulmuştuk. Özel olarak not almıştı "Kir" diye...

MSN'de ara ara çıkardı karşıma geceleri. Çoktandır orada da gözükmüyordu. Haber alamıyordum. İhmalkarlık işte; aramıyordum. Bir türlü kitabım üzerine çalışamadığından yakınırdı. Onu bilgisayarı açınca oyalayacak başka şeyler vardı çünkü; bunlara takılırdı.

İyi de, ne olmuş chat yaptıysa? Ne olmuş kendisine birini bulduysa? Kime ne, kim ne karışır, kim hangi hakla kınar...

Sonu bu mu olacaktı peki - ayrıntıları, adli tıp raporlarını, cinayetin tahlillerini falan bilmek bile istemiyorum. Kimin ne yorum yaptığını da.

Şimdiden Baki'yi bir üçüncü sayfaya hapsetmişler işte, birkaç güne kadar unutturulur, yok edilir, lanet olsun ki...

Baki'ye sorsanız en az Gianni Versace kadar star'dı o da. Aynı cennetteler şimdi.

Gay cinayetlerini yorumlamıştı

Radikal'deydim. "Gay cinayetleri" haberi yapıyordum, Baki'yi de aramıştım. Bitmek bilmeyen, aylar yıllardır üzerinde çalıştığı bir kitap projesi vardı bu konuda. Görüş versin diye...

Gazeteye yazıyı geçtiğimde üstbaşlığını "Baki Koşar anlatıyor" koymuştum, editörler çok biliyorlar ya, "Bir gazeteci anlatıyor" yapmışlar her nedense.

Yıllar sonra, daha iki-üç ay önce, bana telefonda "Resmimi basmadığın gibi, başlığa adımı bile yazmamıştın" diye sitem etmişti Baki. Alınmış, nasıl alınmış da o zaman bir şey dememiş. Şimdi "Artık önemli değil ama" diye itiraf ediyordu.

Açıklamaya çalışmıştım... "Elçin Amerika'daydı, gazeteye gitmiyordum, evden yolluyordum, başında değildim sayfanın" diye. İnandı mı inanmadı mı bilmiyorum.





'Gay'ler de artık akıllansın'

"Katil öldürdüğü partnerinde kendisini görüyor. O aynayı görüyor, toplumsal ve dinsel birtakım etmenler yüzünden o aynadan nefret ediyor. Bunun bir hazımsızlığı var. Hınçla o aynayı parçalama ihtiyacı duyuyor. Ancak böyle kurtulabileceklerini, böyle kendilerini rahat ettirebileceklerini düşünüyorlar.

"İki boyut var. Gasp ve cinayet. Maalesef hukuk o kadar korunmasız ve zayıf kalıyor ki kimi noktalarda, gaspı görmeyip salt nefsi müdafaaya yönelik bir suç uygulaması yapılıyor.

"Cinayetlerde bence artış var. Sebebi de ekonomik. Temel yargı varoştaki yoksul lumpenlerin, yani potansiyel biseksüellerin, bir kadına yanaşamayan erkeklerin kendi cinsindekilere yanaşmadaki kolaycılığına kaçan o gençlerin dayanak noktası şu: Sende Rolex saat var, ben delikanlıyım ve bende nasıl yok?

"Başıma böyle bir olay gelmedi diyen eşcinsel tanımıyorum.

"Eğer gayler de akıllanmaz ve uçkurlarına düşkün olmaya devam ederlerse gaylere ilişkin cinayetler inanılmaz bir hızla artmaya devam edecek. Emniyet birimleri de ağır yaptırımlarda bulunmazsa da tabii. Çünkü afla beraber işsiz, aynı zamanda da potansiyel katil aramızda dolaşıyor. En büyük hedefleri de en kolay ve savunmasız olduğunu düşündükleri gayler.

oray.egin@aksam.com.tr


Bu konu için mesaj gönderme aktif değildir. Daha fazla bilgi için yönlendiriciniz ile iletişim kurunuz.