anasayfa  < üst sayfa Yorulduysanız: dinlenme



Farklılıklar
Dergi
Milliyetçlik
Yazışmalar
Anla-ma-mak
Lambda İstanbul "resmi" tarihçesinden:
  • 2000 Şubat ayında Lambda Dergi Alt Grubu, küçük boyutta ve bir çok yerde, gerektiğinde bedava dağıtılacak bir bülten çıkartmaya başladı. (..cins.. adlı yeni Lambda bülteni)
  • 2000 Şubat ayında Lambda İstanbul, Sivil bir Anayasa için Girişim'e katkıda bulunmaya karar verdi. Yayınladığımız basin açıklamalar bir sonucu olarak bu konuda Cumhuriyet gazetesine, şubat ayı sonunda Lambda İstanbul olarak röpartaj verdik. Cumhuriyet'teki röportajı okumak için tıklayın!

Lambda Tarihine Kişisel bir Bakış
VI

Milliyetçilik

Grupçuluk

Bu dönemde özellkikle Pio ile El ve benim arasında tarz ve bakış farklılıkları hissedilebilir bir düzeydeydi. Hem onlar hem ben bunu saygılı ve sevgili bir  biçimde aşmayı çalıştık. Birbirimizi ikna etmeye çalıştık. O zaman sadece vurgu ve öncelikler açısından farklı görünen yaklaşımlarımız, sonra oldukça derin bir kutuplaşmaya yol açacaktı.

XXXX chat'ten gelmiş olan arkadaşların inisiyatifiyle bir Lambda dergisi/bülteni çıkartmaya da karar verildi. Yine de taraflı olup bu konuda yazılı olarak Lambda'da dağıttığım kendi fikrimi  burada alıntılıyorum: (27.02.2000'de yazdım)

Farklılıklarla birliktelik

Bence Lambda fikir empoze etmek (kimin fikri?) yerine her şeyden önce özgürce bir fikir alışverişine ve dolaysıyla fikir geliştirmeye destek vermeli. Tek ortak yanımız eşcinsel olmamız olmak bazen bir sorun olabilir, ancak aynı zaman çok büyük bir avantaj, bir fırsat. Birbirimizi anlamaya çalışarak toplumuzun henüz öğrenemediği bir saygı biz geliştirebileriz. Farklı bakışları anlayarak kendi ufkumuzu daha açabiliriz. Bunu kolaylaştıran eşcinsel olmamızın dışında ortak bir yanımız daha var, buraya gelmiş olmamız, şu yada bu şekilde kendi kendimize sahip çıkmak isteğimiz, buraya gelmekle gösterdiğimiz özgüven ve sivil cesaret. Amaçlarımız, yaşam tarzlarımzı, arzularımız, heveslerimiz, yeteneklerimiz bile çok farklı. Birisi  tek başına olmamak için buraya gelir, öbürüsü belki bir gün bir sevgili bulmak ümüdüyle, başkası farklı fikirler dinleyerek insanları ve kendi kendini daha iyi anlamaya çalışır veya kendi fikirler, dertleri düşünceleri paylaşmak ister. Bazı buraya gelip grubumuzun daha iyi olabilmesi sorumluluk üzerine almak isterler, belki bütün toplumun gelişmesine katkıda bulunmak isterler, ancak en uygun yol konusunda bazen en iyi niyetli olanlar kavga edebilirler. Bu durumda farklı düşünene, azınlık olsa da, olabileceği kadar hakkını vermeye çalışırsak, çok büyük bir adım yapmış sayarız.

Dergi:

1.Eğer Lambda'nın çoğulcu yapısını kabul edersek dergimiz de farklı fikirlere açık olmak gerekir. Ancak bu durumda kendi dergimiz çıkartmak yerine, aynı açıklık göstermeye çalışan KAOS GL dergisine destek vermek, istediğimizi orada yayınlamak, sonra onun dağıtımına İstanbul'da destek vermek, daha mantıklı ve tutarlı değil mi? Eğer bizim katkımız kabul edilmese, o zaman ayrı dergi çıkartmakta haklı olabileriz, ancak KAOS GL'nin iddası herkese açık olmaktır ve şimdiye kadar Lambda olarak ne yazmışsak yayınlamışlar. Üstelik KAOS GL şimdi yasallaştı. Bir yandan ondan dolayı şu anda oldukça zor bir dönemde öte yandan tek yasal eşcinsel dergisi. Onun daha iyi olmasına, neden Lambda olarak destek vermiyoruz? İlla kendi dergimiz olsun demekle Egomuz ve grubunun gururu için ortak mücadelemize taviz vermiş olmuyor muyuz? Tam aksine KAOS GL ile birlikte daha sıkı bir birlik içinde olmamız gerekmez miydi?


2. Öte yandan kendi dergimizi çıkartma bilinci belki daha motivasyon vericidir. Kendi kendi bir şeyler üretme zevki ihmal edilmeyecek bir etken. Web sitemizi yaparken bunu ben de yaşadım. Güneş'e yazdığım bir emailimde bunu ifade etmiştim. Önce şunu yazmıştım.

….
Ancak kendine fazlasına yüklemiş sanırsan o zaman bana öğretmeye çalış! Ben bu işi çok sevdim, ancak sana da hakkını vermek isterim. Sitemiz şimdiki hali ilk halinden daha iyise, senin de katkın var. Bir yandan senin yaptıklarını eleştirirken öbür yandan yaklaşmaya da çalıştım. Bir çok şey sende gördüm ve senden öğrendim.
Her neyse bütün kararlar sana ait.


sonra şunu:

….
Bu arada öncekine email bir ek olarak şunu şöyleyeyim: Her ne kadar sitemizin tüm sorumluğunu üzerime almak bana (bazen) cazip gelirse de, seninle yapıcı bir işbirliği içinde olmayı tercih ederim. Ego'ma da biraz hakkını vermem belki motivasyon açısından arasıra lazım, ama bunun sınırını sevgi ve sorumluluğun tarafından çizilmeli, çizilir.
Sevgiyle Heribert


Acaba KAOS GL ile bir işbirliği içinde olmak heves verici bir biçimde düşünülemez mi? Örneğin ilk adım Anakra'ya gidip onlarla kişi olarak tanışmak, sonra belki birlikte bir şeyler üretmek?


3. Şu anki bültenimizin en büyük avantjı küçük olması ve büyük sayıda dağıtabilmemiz. Acaba onu daha çok bir tanıtım broşür, gerektiğinde özel bilgiler (hukuk rehberi, sağlık, v.s) içeren daha büyük olmayacak bir bülten olarak yapsak? Yani önsözünde söylediği gibi giderek derği şeklinde insanlara ulaştırmak yerine dergi olmamasının, küçük ve ucuz olmasının avantajını korursak? Tartşımak ve fikir alıveriş için KAOS GL'yi kullanmak, KAOS GL'den haberi olmayanlara bültenle ulaşmaya çalışmak. Belki bunu çok daha bilinçli bir işbirliği içinde yapabiliriz.. Yani KOAS GL'yi, Ankaralı grubu'nun dergisi olarak değil, ortak dergimiz olarak düşünerek. Sonuçta Lambda'nın çoğulcu yapısına çok uygun olan bir dergi. Hani hep birliktelikten bahseden arkadaşlar? Birlik istersek, farklılıkları da kabul etmek zorundayız, çoğulcu olmamız gerekir ve daha büyük bir mücadelenin parçası olmaktan çekinmemiz gerekir. Tabbii ki, kendi fikirlerimize de yer verilmesi şartıyla.


Heribert

(Bunları düşündürmek için yazdım. Belki birlikte daha iyisini bulacağız!)

Yukarıdaki yazı, dergi projesini savunan arkadaşlarda oldukça tepki yarattı, ve bir kaç ay sonra kötü niyetimin delillerinden birisi oldu.( bkz. aşağıda) Yorumu herkes kendisi yapabibilir.

Adı (yeniden) "Cins" olacağı bültenin dergi olmayacağı ve Kaos GL dergisini tanıtmak için de kullanılması kararımıza ben de razı olmuştum. (Lambda'da henüz çoğunluk karar vermek yerine, herkesin onaylayabileceği bir sonuca varmaya çalışırız.). Ancak bu uzlaşma çok da istekli değilmiş, sadece muhalafeti önlemek için kabul edilmiş gibi bana görünür, çünkü ne bültende ne sonradaki tartışmalarda yansıdı.


Eskiden bazen katılımcıların Lambda'yı aslında pek umursaması gibi sorunlarımız varken, son dönemde abartılı bir kimlikçilik ve eleşitirilere tahammülsüzlük olarak algıladığım bir tutum sergilenmeye başladı. (Eskiden hiç yok diyemem de, ancak sanırım bu kadarı da değil, adeta bir Lambda milliyetçiliği, millet bu bağlamda eşit Lambda'dır). Ama belki bunu yanlış anlayan benim. Ancak gerçekleri anlayabilmek ve yanlış anlamayı da çözebilmek için, ilk adım, olanı göründüğü gibi, algılandığı gibi anlatmak gerektiği kanısındayım. Bu durumda nezaket sorunu anlamayı engellebilir. İlgili insanların kendi açılarından durumu tam ters görürler. Benim gibi farklı bir bakış açısına sahip olan insanların, aslında tek tek ayrıntıların ötesinde, temeldeki zihniyetini hedefleyerek, sık sık eleştiride bulunmaları, Lambda'yı kötülemek olarak algılanır. Daha çok bir grup kimliğine büründükleri için, Lambda'ya karşı eleştiri benden çok daha üzerine alırlar. Hatalı görünmek bir zayıflık olarak algılamaya alışmışlar/alışmışız. (Bence bu bağlamda hem toplumun rekabetçi (kapalı) aile zihniyeti, hem eşcinsellerin kabul edebilmeme korkusu tartşılabilirdi). Son cümleler sadece toplantımıza katılanların çoğu için değil, belki de genel olarak insanların çoğu için geçerlidir.


Bu arada Lambda'ya boykot uygulamış olan üç dostumuz, 2000 yıklın başında  toplantılara yeni katılmaya başladı. Ancak eskisi kadar aktif ve heyecanlı değildiler. Onlardan en fazla ve özverici katılan birisini soğutmaya da sonuçta becerdik. Lambda partisini tartışırken, birisi kadın kiyefeti giyip Drag Queen olarak ortamı açmak istedi. Söz konus arkadaş bunu karşı çıktı. Bizimkiler onu travesti düşmanlıkla suçladılar. Fakat O, bunu eşcinselleri ve travestileri dalga geçirme olarak gördüğünü anlatmaya çalıştı. Gerçek travestilerle sorunu yoktu, fakat travestilik bir show malzemesi haline getirmek doğru bulmadı. Drag Queen olmak isteyen ise, böyle bir niyetinin olmadığını, kimseye dalga geçirmeyeceğini ve istediğini giyme hakkına sahip olduğunu vurguladı. Bu kadar  sorun yok da, ancak grubun tavırı, bence iyi niyetli olmakla birlikte neredeyse faşizan bir hoşgörüsüzlüktü. Farklı yaklaşımı anlamaya çalışmak veya en azından saygılı karşılamak yerine, toplantıdakiler bütün argümanları öldürün bir tavırla, farklı pozisyonu kötü niyetli varsayarak  transfobiye indirgemeye çalıştı. Sitemiz haklı olsaydı bile, bu biçimde, kimse aydınlatılamazdı. Transfobi ve homofobi güzel kavramlar, ancak bize karşı bütün eleştirileri böyle bir kefeye koyarak kolayca bir çeşit eşcinsel şovenizme kapılabileriz. Bir kaç hafta sonra Lambda'daki ters tavirden dolayı (benim yorumu, başka sebepleri de olabilir) bu üç arkadaş da görünmez oldular. (Eskiden Lambda'nın bu konuda daha iyi olduğunu iddia etmem.)

Görünmek ve Gizli Milliyetçilik

Güncel olaylarda gerektiğinde çabuk tepki verebilmek amacıyla Güncele Mühadele Alt Grubu da kurulacaktı. Bir arkadaşımız,  Lambda'da belli bir deneyimi olan, tartışmalarımızı bilen birilerinin bunu üstlenmek istedi. Fakat  böyle gönüllü birisi yoktur. EL bunu tek başına üstlendi. Eski aktivistlerden zaten neredyse kimse kalmamıştı. Henüz katılan dört, beş kişi çok seyrek uğradılar. Doğal olarak bundan sonra sık sık yazılacak olan basın açıklamalarda, yıller boyunca Lambda'da tartışılmış olanlar pek yansımaycaktı. Ayrımcalığa karşı basın açıkmalar, ayrımcalığı kınamak, eşcinsellere de ayrımcalığı uyguladığı tespit etmekle yetindiler. Sebepler sorgulanmaz, açıklanmaz da. Ön planda olan olmak değil, görünmektir. "Demokratik" kuruluşlarında tanınmış olmak. Kampanya falan denilir, fakat ayda bir çıkan bir basın açıklamasının dışında bu iddiasını dolduran içerik yok. Bence  bu, "demokratik" toplumuzda normal sayılan, blöf ve görüntü üzerine kurulmuş olan zihniyetin yansımasıdır. Gizli eşcinsellik, ailelerin görünme kaygısıyla ile bağlantısı bence oldukça göz çarpıcı. Yani Mevlana'nın sevdiğim şu deyimden oldukça uzağız: "Olduğun gibi görün, göründüğün gibi ol!" Tabii ki, Mevlana söylemiş diye bu doğru olmuyor, doğru bulduğumdan dolayı Mevlana'ya yakınlığım.

Batıcılık, ve batıyı örnek alma eğilimi Lambda'da her zaman yaygındı. Bulunduğumuz yere ve topluma özgü, kültürel mirasını da değerlendiren bir eşcinsel hareketi bence bütün Türkiye'de henüz söz konusu değildir.

5 Mayıs 2000 yılnda evimde özel bir Lambda toplantısı yapıldı. EL bir vakıf kurmayı önerdi. Türkiye'deki yasalar özgürlükçü bir örgütlenme biçimine aslında izin vermez. Dernek devamlı devletçe kontrol edilir. Başkan ve yönetim belirleme zorunluğu var v.s. . Üstelik bütün dernek organları doldurmak için adı vermekten çekinmeyen 16 kişiye ihtiyaç var. Şirket de, örneğin kültür evi, pek demokartik bir kurum değil, yasal olanakları da sıınırlı. Vakıfın bildiğim iki disavantajı vardı. Belli bir para istenir, kurulduktan sonra yeni üye alınmaz. Bunun dışında siyasi bir hareket için bir sürü avantajı var, kolay kolay polis baskısı da olamaz (Sadece İç İşleri Bakanlığının iziniyle yasal.) EL'e göre, vakıf için daha önce ögrendiklerim doğru değilmiş, kendisi da vakıf kurmuş ve sonradan da üyü alınabilirmiş. Toplantı yerini sağlamak, yasal bir takım organisasyonlarda bulanabilmek, bağış alabilmek gibi avantajlarını düşünerek, bu durumuda böyle bir vakıf kurmayı hedef olarak kabul ettik.  Hedef  belki yanlış bir kelime, zira vakıf ancak araç sayılabilir, fakat gerçekten bir hedef belirlemek, bence de zor bir iş, fakat en azından arasıra tartışılmak gereken bir konudur.


XListe email listesine Lambda adına gönderilen bir basın açıklamasına aslında yumuşak, öbürüsüne sert tepkim özellikle El ve Pio oldukça kızdırdı. Eleştirimin içeriğini konuşmak yerine, bana karşı suçlayıcı bir tavır, böyle bir eleştiri sadece Lambda'nın içinde  söylemem gerektiğini savundular. Lambda'yı bir aile olarak görmem gerekirmiş. Bence bu yaklaşım oldukça sakıncalıdır. Olsa olsa aile kavramım çok daha geniş, öbür eşcinselleri, insanları, bütün evreni de kapsar. Kesinlikle ötekileştirici, rekabetçi, ve yapay uyum adına baskı yapan geleneksel aile zihniyetinden oldukça uzak kalmayı tercih ederim. Sanırım, onlar ifade etmek istedikleri bir uyum özentisiydi. Fakat aksini düşünseler de, tam bu aile zihniyetinin tuzağına düşmüşler gibi bana görünür. Sevgi ve uyum bazen biribiryle zıt olmak zorundadır.

İlgili yazışmaların bazı örnekleri şu:

Bu mücadele ettiğim ve inandıklarımı ihanet eden açıklamayı görünce, böyle bir yazıya Lambda adına yazmak hiç kimsenin hakkı olmadığını düşünerek, Bahar Ankara'ya gitmek üzereyken, acele içinde şunu yazmak zorunluluğu hissetim:

Buna itiraz ediyorum. Sadece üslup olarak değil, içerik olarak asla imza atmam. Lambda toplantının (Bahar Ankaradan sonra!) bir kararı olmadan bunu bir Lambda görüşü olarak sitemize koymam. İnsanların futbol taraftarı olmasıyla sorunum yok. Takımın kazandığında sevinebilirler. Ama bunu milli gurur haline getirip, Lambda olarak milliyetçilere yağ çekmeye kesinlilkle karşıyım. Herkese açık olmamızı savunurum, ancak bunun yolu insani değerleri vurgulamak olmalı, popülist bir milliyetçilik asla olmamalı. Bunun kökeni ve eşcinsel düşmanlığı bence birbirine çok yakın.
Heribert

(Acele içinde yazdığım yukarıdaki emailin üslubu biraz daha anlayışlı olabilirdi. Sorun basın açıklamalarını yazan arkadaşın iyi niyeti değil, ifade edilen ve bence yanlış olan yaklaşımıdır.)

22.05.2000 XListe listesine yazdığım emailde sorunu ayrıntılı değerlendirmeye çalıştım

1. Günceli takip alt grubu bir kişilik bir alt grubudur.
2. Evet iyi niyetli olarak başkaların yapamadığı yapmaya çalışan bir insan hem saygı hem sevgimiz hak eder. Ancak bu yaptıklarını eliştirememek anlamına gelmemeli. İyi niyetli bir yanlışlık yine de bir yanlışlık.
3. Fikir ve insan özdeşleştirilmemeli. Bu her iki yönden geçerli.
a) Bir fikir veya yapılan bir işi eleştirirken buna insana saygılı biçimde yapılmalı.
b) İnsan yaptıkları veya fikirlerine karşı eleştiriler, saldırı olarak algılanmamaya çalışmalı. (Bazen kolay olmadığını kabul ediyorum.) Sadece biribirimizden öğrenerek gelişebileriz. Fakat eleştiri ciddi almadıkça, haklı olmak, doğru olanı bulmaktan daha önemsersek, iyi niyetimize de gölge düşürürüz. (Bunu genel olarak, somut kimseyi ima etmeden söyliyorum.)
4.Gündeme takip alt grubuna önemli konular ve insan hakları çerçevesinde olan sorunlarda çabuk tepki vermek için yetki verildi. Ancak bu yetki Lambda'nın genel çizgisine ve içinde yer alan farklı görüşleri de dikkate alma koşuluna bağlandı.
5. Her ne kadar Lambda'da apolitik veya sosyaldemokrat (ben aralarında pek fark göremüyorum) etkin bir grup varsa da, başka fikirler de mevcuttur. Bu çoğulcu yapımızda , devletçi ve içeriksiz "soft" bir demokrasi anlayışının birlikte verilen merhamet dilemeler, herkese kapsayan bir yaklaşım sayılamaz. Bunun alternatifi boş kalıplardan vazgeçerek insan olarak istediğimizi ortaya koymak olabilir bence gerektiğinde önemli konularda farklı fikirler yanyana sunmak ve böylece insanları kendi düşünmeye teşvik etmek.
6. Galatasaray ile ilgili basın açıklamamız bir Galatasaray hayran klübü tarafından yazılsaydı bunu kutlardım. Ancak Lambda İstanbul olarak bu düzeye düşmemiz gerektiğine düşünürüm. Galatasarayın zaferine sevinen insanlara, her ne kadar anlamsız bulursam da, kızmam. Ancak Lambda olarak topluma yapılan aldatmayı anlamamız gerekirdi. (bkz. Murat Yalçınkara, Ali Baba, Mustafa Konur...)
7. Kime öncelikle hitap etmek gerektiğine düşünmemiz de gerekir. Herhangi radikal söylemden korkarak hareket ettiğimizde belki bazı çevrelerde alkış toplayabiliriz, belki de daha büyüceğiz. Ancak bu çevrelerden fazla aktif destek geleceğine sanmam. Eşcinsellik konusunda hareket etmek ancak radikal ve muhalif olmaktan çekinmeyen insanlar tarafından beklenebilir. Bu aynı zaman sakıncalı olabileceğinden farkındayım. Radikal olmaktan çekinmemek güzeldir, ancak dağıtmacı bir radikallik veya radikal olmak için radikal olmak öbür ucunda bir hata olabilir. Yani radikal düşünmek birlikte gerçekçi ve dengeli olabilmek gerekirdi. Her neyse özgür düşünebilen insanlara ihtiyacımız var.
7. Her ne kadar, Lambdalı olmakla birlikte Lambda'ya yönelik bazı eleştirilere ben de imza atmak istersem de, iyi niyeti de sorumluluktan kurtulmasa da, Lambda faaliyetlerinin yükü, azacık insan tarafından taşınması da göz ardı edilmemeli. Bir çok insan C.ı istediği zaman gelir, belki de fikir söyler, ancak çok az insan sabit ve sorumlu biçimde takip ederek bir şeyler katmaya çalışır. Keşke daha çok, biraz da radikal destek olsaydı. Bu listede fikirleri ve yazdıklarını çok önemsediğim bir sürü insan var, ancak Lambda toplantılarımzda kendimi yakın hissetiğim insanlar tarafından tek başına bırakılmış hissediyorum.
Sevgi ve saygı
Heribert

Bana özel olarak şu yanıt da geldi (22.05.2000):

çok yürekli sözler, altına imzamı atmak isterdim, ama
lambdanın isminin geçeceği bir konuda fikir beyan
etmek istemiyorum,
hala çok kırgınım
sevgiler
xxxxx
(lambdayı önemseyen, cinsel kimliği ile lambda
sayesinde barışmış pis ibnelerden birisi)

Şunu Lambda aktivist listesine göndermiştim(22.05.2000):


Merhaba!
Aşağıdaki eleştirel yazım bayağı uzadı. Ancak Lambda'nın genel yaklaşımı ilgili. (C.'ın önceki emailine yanıt, aileden farklı olmamız gerektiğini düşünüyorum, basın açıkmaları ve gizli (?) milliyetçilik de söz konusudur.)Böyle şeyler toplantılarımzda, maalesef ancak yüzeysel konuşabiliriz. Birbirimizi daha iyi anlaybilmek için arasıra uzun bir email okumayı tahammül etmemiz gerektiğini düşünürüm.
Eğer kişisel eleştiri veya yetki söz konusuysa bir dereceye kadar C.'a katılıyorum. Ancak siyasi bir görüşü beyan ederken Lambda'nın dışarıya kapalı olan bir aile olarak durması çok da yanlış bulurdum. Her ne kadar aile yok etme düşüncesini benimsememişsem de (Bunu suvanan eşcinseller da var), geleneksel aile yapısında bir sürü yanlışlıklar olduğunu düşünüyorum. İster C.'ın aile anlayışında ister EL'in Galatasaray gururu ister "biz Lambda onlar Kaos GL veya Gay Ankara" diye ayrımcalığı, hepinizin altından biz onlar ayrımı yapma eğilimi yatar.
Sokakta Galatasaray'ın zaferi kutlayan insanların sevinci altında, bir yandan kendileri güçsüz hisseden insanların bir an için, kendilerini bir takıma, hayali bir kollektivete'ye özdeşleştirerek güçlü hissetme arzusu yatar. Öbür yandan birliktelik coşkusunu yaşamak arzusu, bir an için, aralarında farklıları görmeyerek birbirini sevebilmek. Ancak her ikisi aldanma. Ne bireyler, ne gerçek bir topluluk herhangi bir şey kazanmış. Sevgi de yalancı bir sevgi, çünkü farklılıklar devam eder ve çözüm farklılıkları inkar etmek değil, kabul etmektir. Insanların, doğal olan bu arzularından aynı biçimde faşizm de yaralanıyor. Tabii ki, Galatasaray'ın zaferine sevinç (keşke EL en azından gurur kelimesinden vazgeçseydi) faşizm sayılmaz, fakat görmek istemezseniz de apacık milliyetçilk ve sahte bir coşkudur. Eski Roma'lıların yoksul halkı razı etmek ve isyan önlemke için bir yöntem vardı. Ekmek ve oyunlar("Pane ve circensis"). Bugünlerde ise ekmek yok oyunlar yeter!

Tabii ki, insanlar önce bulunduğu çevreye ve yere sahip çıkmak zorundadır, başka biçimde olamaz. Bu bağlamda bir grup veya bir aile önce kendi kendine sorumlu olmak zorunda. Ancak bu kendimize öbür dünyaya kapatmak anlamına gelmemeli. Benim ailem insanlıktır. Sorunlarımız küçük gruplar halinde çözmeye çalışırsak bu teknik nedenlerden dolayı olur, ancak en azından yakın çevremiz olabileceği kadar buna integre etmek gerektiğini düşünüyorum. Bizi eleştiren eşcinsel dostları, giz söylememiz gereken düşman olarak ilan edersek, sadece Lambda'ya değil, bütün eşcinsel hareketine zarar vermiş oluruz. Biz birbirimizi sevelim, ancak öbür insanları da sevelim. Eleştirmeni ve düşmanı da ayırt edelim. Bir insanın, şu anda bulunduğu noktada savunduğu fikirden, çok daha sorumluluğuna, dürüstlüğüne, insan sevgisine ve eleştiriye açık olmasına değer veriyorum. Fakat EL'e insan olarak çok değer vermeme rağmen, şu anda EL'le fikir düzeyinde açık meydanda kavga etmek içimden gelir, örneğin web sitemizde. Çünkü böyle bir kavgada söylenen her insanı ilgilendirebilir. Sorun haklı olmak olmamak değil, böylece fikir geliştirmek önemlidir.
Bütüm kişisel söylenen uyarılara rağmen, belki de azınlık olan, ama Lambda içinde yer alan, toplumdan hoşgörü istemekle yetinmeyen insanların yaklaşımı göz ardı eder, XXXX vakıfı ve Lambda'yı bir tutuyormuş gibi basın açıkmalarını yazar. EL yazmasın demiyorum, ancak benim gibi biraz da isyankar ve gururlu olmayı tercih eden insanların duyguları ve görüşleri de unutmasın. Beni yıldıramaz da, fakat Lambda'yı bu kadar uysal olarak kamoyuna sunduğumuzda, ihtiyaç olan, gönlü biraz daha yürekli bir mücadeleye hazır olan insanları soğutma tehlikesini de oluştururuz. Ben başlangıçtan söylediğim gibi bazı basın açıkmaların tarzından resmen utandım. Yine de hoşgörülü olmaya çalıştım. Yeni Cumhurbaşkanına verdiğimiz destek sakıncalı buldum, Galatasaray zafer ile iligili basın açıkmalarımız ise tamamen yanlış. Ben açık eşcinselim, herkes Lambdalı olduğumu da biliyor, siz ise çoğunlukla dışarıda, Lambda'ya sahip çıkamıyorsunuz. Bu bağlamda benim bu konuda hassasiyetim özel bir nedenim de var.
Sevgiler
Heribert

Anlamamak

Pio tepkisini Lambda aktivist listesinde şu biçimde dile getirdi 09.06.2000:

Sevgili Heribert

Sürekli olarak bir güvensizlik ve tedirginlik hissediyorum. Bunun sebepleri arasında Lamda toplantılarında kendini yalnız hissetmen, 1i hariç hiç bir partiye gelmemen ve değil gelmeyi organizasyonunda bile bulunmaman (fikrinin bile söz konusu olmaması), cins dergisinin daha ilk sayısında "bunu kendinizi tatmin için mi çıkarıyorsunuz" demen, Günceli Takip gurubuna olur olmaz her şekilde müdehale etmen, Ankaralı oluşumlara gereğinden (bence) fazla ilgi göstermen -jestler yapmaya çalışman-, Ali'nin Kaos ile ilgili açıklamalarını alel acele yetiştirmen, DVD gösterileri ile ilgili gereksiz atıflarda bulunman ve C.ın mailinde olduğu gibi bir şaka olarak söylenen "aa ne güzel basının ilgi odağı olduk" espirisini, tabandaki insanların kendini göstermeye çalışan bir davranışı olarak algılaman bana bu hissi verdiriyor. Lütfen uzağımızda değilde yanımızda dursan?

Pio

Buna yanıtım (11.06.2000)


Merhaba Pio!
Yazdığın emailini okuyorum, okuyorum ve hala anlamış değilim. Dün gece dört saatlık bir yanıt yazmıştım, elektrik kesilince hepsi silindi. Belki bir daha düşünebilmek için iyi oldu. Sabah beşte uykum kaçta, acaba ben öfkeleyip seni yanlış anlamış olabilir miyim diye düşündüm. Gündüzleyin de hep aklıma geldi. Ama her ne kadar kafamı yorsam da, her ne kadar eleştiri yapanı, aksini kanıtladığı kadar iyi niyetli saymak gerektiğini düşünsem de, bu emaili okuduktan sonra senin iyi niyetinden ciddi, çok ciddi olarak şüphelenmeye başladım.
Sevgili Heribert diye başlıyorsun, sonra güvensizlik hissetiğini söyliyorsun. Son cümlen ise "Lütfen uzağımızda değilde yanımızda dursan?". Bunlarla yetinseydin duygularını saygılarla karşılardım. Ancak giriş ve son cümlesinde arasında yazılan, yanlış bilgiler, kopuk verilip anlam kayma uğramış olan alıntılar veya kendi yorumu katarak tamamen saptırdığın sözlerden ibarettir. Yanlış anlamalar her zaman olabilir, ancak bunların hepsi beni kötülemek doğrultusunda. Yani bilmen gereken somut bilgileri bile, kötü bir izlem yaratmak için yanlış veriyorsun. Veya bu kadar kör ve önyargılısın ki, her ne yapmışsam, her ne demişsem olumsuz ve eksikli olarak algıladın. Ancak ikinci daha iyimser varsayım doğru olsa da, bu kadar nefret nerden kaynakladığını hiç anlamış değilim. Bazı konularda farklı düşünen, farklı fikirleri veya yöntemlerini savunun insana hiç tahamülün yok mu acaba? Senin yalnız olmamak ve biribirine yakın olma anlayışın, farklı dünya görüşleri, tarzları veya zevklerine izin vermez mi? İktidara ve hiyerarşik yapılara karşı tereddütüm mü seni rahatsız eder?
Seni anlamak şu anda elimde değil, yazdığın yanlışlıkları düzelteyim:
1. Verdiğin bilgiler hep doğru olsaydı bile, muhalefet olarak gördüğün birisine, fikirlerini eleştirmek yerine bu biçimde kişisel saldırarak susturmaya çalışmak hakkın olmazdı.
2. Güvensizlik ve tedirginlik hissetiğini yazıyorsun. Bu duyguları bana karşı sende mi, yoksa bende olduğunu hissettiğini tam anlamadım da. Ancak emailin tümüne göre her ikisi geçerli görünür. Sen böyle hissedersen buna saygılıyım. Ancak bunu desteklemek için gerçekleri saptamak hakkın yoktur. Şimdiye kadar herkesi, farklı görüşlerin farkında olmakla birlikte iyi niyetli olarak kabul ettim. Ancak bu emailden sonra sana güvenim kalmadı.
3. Ben XListe'de şunu yazmıştım: "Her ne kadar, Lambdalı olmakla birlikte Lambda'ya yönelik bazı eleştirilere ben de imza atmak istersem de, iyi niyeti de sorumluluktan kurtulmasa da, Lambda faaliyetlerinin yükü, azacık insan tarafından taşınması da göz ardı edilmemeli. Bir çok insan canının istediği zaman gelir, belki de fikir söyler, ancak çok az insan sabit ve sorumlu biçimde takip ederek bir şeyler katmaya çalışır. Keşke daha çok, biraz da radikal destek olsaydı. Bu listede fikirleri ve yazdıklarını çok önemsediğim bir sürü insan var, ancak Lambda toplantılarımzda kendimi yakın hissetiğim insanlar tarafından tek başına bırakılmış hissediyorum." Sen bunu kendimi yalnız hissetiğime indirgedin. Ben bizi eleştirenleri, yargılamak yerine bize katılmaya çağırdım. Bahsettiğim yalnızlık gelmeyenlere bir sitemdir. Kişisel ilişkiler ile ilgili değil, fikirler ile ilgilidir. Bunun dışında Lambda'ya katılmamın baş amacı arkadaş bulmak değildir, inandığım bir mücadeleye katılarak hayatımı anlamlı kılmak amacımdır.
4.Lambda Partileri hariç, ben bu yıl bir kere olsun da, hiç bir bara ve diskoya gitmedim. Lambda Partilerinde ise sık sık merhabalaştık. Tek bir partiye katıldığımı nasıl söyleyebilirsin? Evet yetişmediğim partiler de var. Partiler birinci önceliğim de değildir. Öğrencilerim için derslerimi hazırlamak veya web sitemizi güncelleştirmek gibi işlerim daha ön plana koymak bazen zorundaydım. Zaten çok kişi katılır, ben arasıra gelmezsem ne zarar var ki, yoksa eğlence artık zorunlu mu? Giris parası son parti hariç gelmediğimde de verdim. Partilerde sohbet etmek müzikten dolayı neredyse olanaksız, yoksa danışmanlık yapılabilirdi. Parti ili ilgili hiç bir zaman fikir söylemediğimi yazıyorsun. Bu apacık yanlıştır. Afiş ve tanıtma konusunda her zaman fikrimi söyledim. Drag Queen tartıştığımızda aranızda uzlaştırmaya çalıştım. Fakat, bence iyi niyetli olan E. de, farklı görüşü için kişisel olarak saldırıldı. Bahar partisinde senin tercih ettiğin afişini benim de seçtiğime sevindiğini hatırlıyorsun herhalde. Ancak müzik ve show konusunda susmayı yeğledim. Show'dan pek anlayamam, müzik zevkim üstelik çok farklı. Rock partisini istersem acaba kim katılacak? Bunlarla beni suçlaman zaten çok da anlamsız buluyorum.
5. Organisazyon alt grubunda değilim. Söz hakkı olmak için buna katılmak gerektiğini henüz bilmiyordum. Yoksa Lambda için yeterince uğraşmadığımı söylemek istiyor musun? Grupta olmamakla birlikte ihtiyaç olduğunda ister parti ister Güztanbul için benim katkılarım da olmuştu. Ancak gücüm, enerjim, bazen de hevesim sınırlıdır.
6. İster Kaos GL, ister GayAnkara ister Lambda olsun, duyuru falan aldığımda elimde oldğu kadar çabuk sitemize koymaya çalışıyorum. Cins dergisinin yeni sayılarının hala sitemizde bulunmaması, benden kaynaklanmadığını en iyi olarak sen biliyorsun. Öbür gruplarından bir istek geldiğinde, tabii ki, toplantılara aktarmaya çalışıyorum. İşbirliği bunlara karşı çalışmaktan da tercih ediyorum. "fazla ilgi göstermen" ve "Ali'nin Kaos ile ilgili açıklamalarını alel acele yetiştirmen" sözlerin ne ima ediyor? Koas GL grubu hepimize açık olan bir dergi sunuyor. Hem fikir alışverişimiz hem teorik bir zeminimizi oluşturmak için bir platformdur. Buna destek vermeye çalışmamı neden aşağılıyorsun? Fikirleri fazla radikal bulursan, bunu kişilere saldırmadan anlatabilirsin. Ali Erol'u, BaharAnkara'da Deniz'in söylediklerine biraz sert karşı çıktığı için eleştirdin. Ama o sadece fikirleri eleştirdi, kişisel bir saldırı değildi. Evet tarzı daha yumuşak olabilirdi. Fakat sen fikirleri eleştirmeyi denemeden bile, direk kisiye saldırımayı seçiyorsun. İçerikli argümanların acaba yok mu? Ben mücadelemiz için Lambda'dayım. Öylese bu mücadeleye katılan insanlara kendimi yakın hissediyorum (Azgari bir dürüstlük şartıyla!). Öbür gruplarla olabileceği kadar işbirliği yapmaktan yanayım. Sanırım birliktelik anlayışımz farkıldır. Farklılıklara da yer veren eşit ve özgür insanların ortaklaşa hareket etmelerinden bahsediyorum.
7. Benzer sebeplerden dolayı cins dergisini çıkartmamıza şüpheli baktım. Kendi dergimizi çıkartmak yerine var olan ve farklı fikirlere açık olan KAOS GL dergisine katılmak daha güzel bulurdum. Bunu anlatmak için kapsamlı bir eleştiri yazmıştım. Onun bir maddesinde psikolojik motivasyonumuzu sorguladım. Sadece sordum. Bu soru değil iddia olsaydı, soru olarak yazmazdım. Üstelik bültenin olumlu yanları da görmeye çalışmıştım. Yani çok açık biçimde kafama takılan soruları yazdım. Fikir savunmak amacıyla değil, ortak bir doğruluk bulmak amacıyla. Sonuçta kendi bir dergi çıkartmak başkasının dergisine katılmaktan daha zevkli olabilir. Kötü bir şey değildir. Ancak farkına olmak gerekir ve hepsini düşünerek sorumlu bir kararı vermek. Ortak bir fikre ulaştık bile. Yani dergi olarak değil, büyük sayıda dağıtılabilecek, KAOS GL degisini bir anlamda tamamlayabileceği bir bülteni olarak çıkartmak.
Her şey hemen kabul etmemem, Lambda'yı takım gibi tutmak yerine onu eşcinsel hareketinin tümünün içinde yer alması gereken bir oluşumu olarak görmem bir suç mu?
8. C.'ın ünlü olmak konusunda espri yaptığını ben de anladım. Ancak bu espri benim bir kaygımı dile getirmek için vesile oldu. C. beni hemen doğru anlarken sen söylediklerim altında hemem bir arka niyetini gördüm. Bir şey yanlış bulduğumda bunu hep açık söyledim. Lütfen yazdıklarımda söylemediğim anlamları çıkartmaya çalışma!
Şu ifade ne demek?
"… espirisini, tabandaki insanların kendini göstermeye çalışan bir davranışı olarak algılaman"
Ben kimse için böyle bir şey iddia etmedim, sadece iyi niyetli coşkuya rağmen dikkatlı davranmamız için uyardım.
9. DVD gösterilerin olması bence güzel bir şey. Ancak seyretmeye daha yetişemedim, sinemaya da daha gitmedim, yani Lamda ile alakalı değildir. Toplantılarımzda hiç bir zaman bu konuda olumsuz bir şey söylemedim. İki defa XListe listemizde dolaylı olarak bu konuya değdim: Uzayın yapısıylı ilgili bir emailde şunu yazmıştım: "Farkındayım, açtığın konuyu eşcinselliğe ilişkilendirmek bir zor olacak. Ancak son zamanlarda, seyretmediğim filmlerin tartışılmasından epeyce sıkılmıştım, bir kere olsun da bana göre bir konu. Sonuçta yaşadığımız dünyayı anlayabilmek, evrenin mantığı nasıl olduğunu, bence en azından temel felsefe üretmek açısından oldukça önemli bir konu."
Bunu yanlış anlamak aslında mümkün değil. Başka bir emailde şunu yazmıştım:
"Not: Benzeri XListe listesi ve öbür oluşumlar için geçerli diye bu emaili XListe listesine de gönderiyorum. Maksat XListe listesini "Lambda"lılaştırmak değil, tam aksine eşcinsel hareketi iligilendiren sorunlar kapalı bir gruba mal etmek yerine "açık meydanda" tartışmak, çünkü nerede eşcinsel varsa orada mücadelemiz de var. Bence bunun gibi konular en azından DVD gösterileri kadar önemli sayılmalı:-)"
Bunları yanlış anlamış olabilirsin. Ancak bunu böyle yazmamın sebebi farklıdır. Daha önce sitemizde "Din ve Eşcinsellik" bölümü açmak konusunda XListe listesinden de fikirler öğrenmeye çalışmıştım. C. bu bağlamda bazı XListe üyeleri listede Lambda ile ilgili konuların rahatsız olduklarını söyledi. Bilmem kaç tane email filmler konusunda yazıldıktan sonra direk eşcinsel mücadelesi ile ilgili emaillerden şikayet etmek pek anlamlı bulmadım. Bunu anlatmaya çalışmıştım. Yanlış anlamış olabilirsin.
10. Günceli takip alt grubuna mühadele. Evet mühadele ediyorum. Ancak eleştirdiğimde her zaman basın açıklamaların içeriğini eleştirdim. Kişisel saldırıda bulunmadım. Anlatmak için oldukça uğraştım. Sadece fikirleri eleştirdim, üstelik Lambda adına verilen fikir beyannameleri. Bazen destek de verdim. EL'un dünya görüşüne katılmasam da, buna saygım var. Ancak Lambda olarak yazdığında bunları içerik olarak tartışmaktan daha doğal olan nedir? Sen ise fikirlerimi, anlatmaya çalıştıklarımın içeriğini neredyse yok sayarak beni kişisel saldırıyorsun.
Sonuç:
Sizden uzak olmam ne demek, eğlence hayatı sizinle yeterince paylaşmamam mı hep aynı fikir olmamamız mı?
Kusura bakma, kendin gibi düşünmeyeni düşman ilan edersen, yakın olmak için özgür düşünmekten vazgeçip herşeye uyum sağlamak gerekirse benden olabileceği kadar uzak dur!
Eğer seni yanlış anlamışsam, gerçekten yanlış anlamışsam, ki umarım böyledir, o zaman bunu bana anlatma zahmetine katıl. Belki de daha önce listelerimize yazdıklarımı yazdığım gibi, yazdıklarımın arasında farklı bir şey aramadım bir daha dikkatli oku, o zaman kime yakın, kimden uzak olduğumu inşallah anlayacaksın.
Heribert

Sonra her nedense çok az insanın katıldığı bir toplantıda, aslında nihayet bu basın açıklamaları tartışmak istediğimde kendimi savunmak zorunda kaldım. Sosyaldemokrat kelimesi mecazi kullanarak yanlış bir geneleme yapmış olabildiğimi  kabul ettim. Bunun dışında yukarıda geçen sitemlerden pek farklı olan bir şeyler konuşulmadı. Kabul ettiğim bir hatam daha, Lambda içinde herkesin bildiğini sanarak basın açıklama yapan arkadaşının iş yerinden bahsetmiş olmam. Email ortamında mimik olmadığından dolayı yanlış anlamalar daha kolay olabildiğini de kabul ettik. Aslında çok somut bir şeyler üzerine anlaşmamıza rağmen, bir uzlaşmaya varmışız gibisinden bir hava vardı. Beş kişiydik. İki kişi bana karşı, birisi daha yumuşak, birisi tarafsız olmaya çalıştı. Henüz alışamadığım bir durum olduğundan dolayı, kendi pozisyonumu yeterince savunmakta güçlük çektim. Zaten sanki Lambda'da böyle ayrıntılara pek kimse önem vermemiş gibi. Yeter ki, fazla sorgulanmadan  aktivite olsun. Hala anlamadım bir şey daha, eğer benim yazdığım bir email yanlış bulunursa, neden hemen düzeltici bir yanıt yazmak yerine, haftalar sonra bu kötü niyet belirtisi olarak kullanılır. Email listelerin bir avantajı, böyle bir düzeltmenin oldukça kolay olması.

Sonra kısa bir dönem için gerginlik biraz azaldı. Basın açıklamaklarımız da, her ne kadar hiç  bir eleştiriye haklılık payı tanınmamışsa da, en azından dil olarak biraz daha iyi oldular. 
Ancak çok sürmedi "uyum", bir gün emaillere baktığımda eşcinsel tartışma email listesinden üç kişinin atıldığını öğrendim.

devamı sonra

Eskiden aramızda örneğin travestilere biraz tereddütlü bakan arkadaşlarımız vardı. bu konuda gelişmeler oldukça olumlu ve ümit verici. Lezbiyenlerin, sayısı henüz yetersiz olmakla birlikte artan katılımı da olumluluklar arasındadır.

Devam, VII: Lambda'lıların anlamadıkları isyan